Duyguları tanımak ve ifade etmek konusunda pek çok insanın duygularıyla ilgili zorlukları vardır. Bunlardan bazılarının problemi sadece ne hissettiklerini bilememektir. Bazı insanlar ise duygularını tanırlar fakat onları ifade etmeyi başaramazlar. Duygular aniden gibi oluşmamakta ancak kişilerin düşünce ve algılarından etkilenmektedirler. Çevredeki olayları algılama ve yorumlama şekilleri, kişinin kendi içsel düşünce süreçleri veya kendi kendine konuşmaları, hayalleri, anılarından ortaya çıkmaktadırlar.
Duyguları Tanıma
Eğer birey belirli duygusal tepkiler için uyaranları belirleyemiyorsa uyaran bilinçdışı olabilmektedir. Duygularda stresten etkilenmektedir. Stres altındayken zaten duygulara eşlik eden fizyolojik uyarımlara benzer bir durum yaşanmaktadır. Duyguların bazı özel tipleri kişilerin dışsal olaylara bakış açısı ve onları yorumlamalarıyla ilgilidir. Duygularda doğru ya da yanlış kavramı yoktur. Algı ve yargılar duyguları şekillendirir ancak bu algılamalar doğru ya da yanlış olabilmektedir. Bu nedenle birey kendinin ya da başkalarının hissettiği ya da hissetmesi gereken duygular konusunda doğru ya da yanlış bir hükümde bulunmamalıdır.
Duygular genellikle insanlar tarafından bastırılmaktadır. Bazen duygular kontrol edilir ve ifade edilmez. Örneğin, Eşiyle tartıştığı için çok üzgün bir halde olan biri. İş yerinde bir arkadaşı ile bu durumu paylaşmak istiyordur. Fakat iş ortamında ağlamanın uygun olmayacağını düşündüğü için kasıtlı ve bilinçli olarak duyguları içinde tutmaktadır. Ya da başka bir durumda olumsuz duyguları ifade etmek isteniliyor ama o duygularla uğraşmak istenilmemektedir. İnsanlar genellikle bilinçli olarak bastırmak yerine zihni bir şeylerle meşgul ederek bu duyguları görmezlikten gelebilmektedirler. Bu kaçınma ya da bir bahaneye sığınma bastırmanın farklı bir biçimini oluşturmaktadır.
Duyguları İfade Etmek
Duyguları tanımak, ifade etmek ve duygularla iletişim kurmak çeşitli aşamalardan oluşmaktadır. Öncelikle yapılması gereken duyguların nasıl tanımlanacağını öğrenmektir. Farkındalık ve duyguları tanıma yeteneği geliştikten sonra ikinci adım onları ifade etmeyi öğrenmektir. Genellikle bu süreç duyguları başka biriyle paylaşmaya gönüllü olmayı içermektedir. Bunun alternatif bir yolu olarak, duyguları yazarak dışa vurmak ya da fiziksel olarak boşaltmaktır.(Örn. ağlamak ya da kızgınlığı yastık yumruklayarak boşaltmak). Duyguları ifade etmeye başladıktan sonra üçüncü ve son adım gelmektedir. Bu özel duyguları tetikleyen ya da onların oluşumunda katkısı olan insanlarla iletişim kurmaktır.
Duygular bedende bir enerji değişimi yaratırlar. Fiziksel gevşeme ya da başka bir yöntemle boşatılmaya gereksinim duymaktadırlar. Bu duygular bedenden boşaltılmadığında gerginlik, kaygı, depresyon vb. belirtilere sebep olmaktadırlar. Fiziksel sağlık, bireyin genel iyilik haline bağlı olduğu kadar duyguların ortaya çıktığı ana uygun olan zamanda ve biçimde ifade edilmesine de bağlıdır. Duyguları konuşarak, yazarak, karşıdaki kişi ile duyguları paylaşarak iletişim kurarak ifade edilebilmektedir. Duyguları ifade etmenin muhtemelen en iyi yolu onları destekleyici bir arkadaş veya danışman ile paylaşmaktır. Paylaşmanın anlamı sadece duygular hakkında konuşmak değil aynı zamanda duyguları dışa vurmaktan geçer. Duyguların paylaşıldığı kişinin güvenirliğinin yüksek olması, duyguların rahatça paylaşılması açısından oldukça önemlidir.
Herhangi bir anda duygular çok yoğun ve etrafta paylaşabilecek uygun biri yoksa bir kağıt kalem alınıp duyguları yazmak ne hissedildiği yazmak da onları paylaşacak uygun birini buluncaya kadar kişiyi rahatlatmaktadır. Duyguların yoğunlaştığı zamanlarda an be an duyguların yazılması haftalar ya da aylar sonra bunu okumak yaşamdaki değerler, düşünce kalıpları vb. açısından öğretici olabilmekte ve kişinin kendi duygularını tanımasında bir yol olabilmektedir. Duyguları paylaşarak iletişim kurmanın anlamı karşıdaki kişinin sergilediği davranışlar ya da söylediği şeylerden dolayı ne hissettiğinizi bilmesini sağlamaktır. Duygularla bu şekilde ifade etmek başka birine sözlü ya da yazılı olarak aktarmaya göre daha risklidir. Çünkü, ilgili kişinin neler hissettirdiği ona ifade edilmezse, ifade edilene kadar tamamlanmamış bir duygu olarak kalacaktır.